Don Henley “New York Minute” eşliğinde Ressam Burhan Doğançay ve Eserleri

İZZET: Fotoğraftan bir başka görsel sanata geçiyoruz, resim. Resim sanatı deyince benim son derece hayran olduğum bir ressamın Burhan Doğançay’ın o şahane resimleri arasında renkli bir yolculuğa davet ediyorum hepinizi. Ne diye gizleyim ben bir Burhan Doğançay tiryakisiyim. Hazır yeri gelmişken onunla ilgili bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum. 1978’te ilk kez New York’a gittiğimde Amerikan’ın sanat merkezi sayılan bu kentte yaşayan Burhan Doğançay’ı ziyaret etmiştim. Üstat bana iki reprodüksiyonunu vermişti ve yakın gelecekte resimlerinin bulacağı değerden söz etmişti. Ne mutlu ki ressam Burhan Doğançay haklı çıktı. Onun eserleri bugün pek çok müze tarafından satın alınmış ünü dünya resim piyasasında hak ettiği yere ulaşmış bulunuyor. Eleştirmen Stephen DiLauro Doğançay’ın resimlerinde yüzeyler Andy Warhol’un aksine tamamen derinlik yüklü diyor. Resim sanatındaki gurur kaynaklarımızdan Burhan Doğançay’ın resimlerine Don Henley’in New York Minute adlı parçası eşlik ediyor.

Şovmen Hüseyin

İZZET: Yağmur yağıyordu, şimşekler çakıyordu, Arap kızı camdan bakıyordu. Napayım ne edeyim dedim. Benim elim sinemaya gider. Giderim sinemaya, görürüm o dilberi henüz yirmi yaşındaydı, maviydi gözleri. Vardım gittim yanına baktım ki bir peri, elektrikler sönünce değiştirdim yeri. Karanlıkta el uzattım, itti beni geri ve dedi ki pis, serseri, pis, serseri, pis, serseri, pis, serseri aaa a ben tertemizim ya. Gösteri sanatı; şovmenlik. Ülkemizde giderek yaygınlaşan bir sanat dalı. Ustalarının elinde kahkaha ve zekânın kesiştiği o ince çizgide buluşan bir sahne yaratısı. Gösteri sanatının yetenekli gençlerinden şovmen Hüseyin’i beğenerek izleyeceğinizi umuyoruz. Önerimiz Hüseyin’e dikkat etmeniz. Gelecek yıllarda onun adından övgü ile söz edileceğine inanıyoruz çünkü daha önce ilk kez Teleskoptan geçerek size ulaşan bazı sanatçılar günümüzün ünlüleri arasında yer aldılar. Programımızın ilerleyen dakikalarında Hüseyin’in şovlarına Tuğba ve Sevda da katılacaklar.

Ahmet Sinan Hatipoğlu “Uzak”

İZZET: One In Ten. UB40 eşliğinde Mimar Sinan Üniversitesi Tekstil Bölümü mezunu Murat Bengüer’in giysilerini Yasemin, Zorien, Sarah, Didem, Özlem, Natasha, Beril, Güher ve Deniz Tüney’in mankenleri görüntülediler. Bu güzel gösterinim koreografisi Bilge Tuğsuz, saç tasarımı da Orhan Bademli’ye ait. Teleskopun ilk parçası olarak henüz kasete ve CD’ye dökülmemiş taptaze bir ürün seçtik. Dostlar arasında Musikişinaz Ahmet olarak anılan mimar, besteci Ahmet Sinan Hatipoğlu, Hikmet Onay’ın dizelerini seslendiriyor.
İnsanlar vardır birbirinden uzak yad ellerde,
İnsanlar vardır birbirinden uzak aynı evlerde,
Her gönülde bir hasret hepsi kendi derdinde,
Uzak… Ahmet Sinan Hatipoğlu.

UB40 “One In Ten” eşliğinde Stilist Murat Bengüer ve Mankenler

İZZET: Tam 10 yıl. Son Teleskop tam 10 yıl önce ekranlara gelmişti ve Teleskop 10 yıl sonra yeniden karşınızda. Pırıl pırıl, dinamik ve özgün. Bildiğiniz gibi Teleskop benzerlerine öncülük etmiş ülkemizin ilk renkli televizyon programı, yeni Teleskop taptaze bir lezzetle geliyor. Taze ama birikimi ve ilkeleriyle klasik. Neler var Teleskopta? Elbette müzik, öncelikle müzik. Sesi, sözü özgün, kendi besteci ve söz yazarlarımızı öne çıkartacak müzik ve sanatın öbür dalları da Teleskopun objektifinden geçerek sizlere ulaşacak. Dans sanatından, fotoğraf, resim, iç mimari, tasarım, tiyatro, sinema, edebiyat, sanata dek kıpır kıpır bir yelpaze ile karşınızda olacağız. Tümünde özgün yaratının kıvanç renkleriyle, tümünde kalitede ödün vermeksizin sanatın diri ve kalıcı tadıyla. Bir de yeşil filtre taktık Teleskopa bu kez. Çevrecilik böylesi bir programda bir küçük dokunuşta olsa kaçınılmaz geldi bize. Tabii tadımdık tadıyla ve lezzetiyle şöyle Geçerken Uğradık köşemizden de söz etmek gerekiyor. Geçerken Uğradık’ı adından çağrışımlarına bırakıyoruz ve artık sözcükleri toplayıp şöyle bir kaldırıyoruz, şimdi Teleskop vaktidir. Önce tasarım sanatı diyoruz ve çok beğeneceğinizi umduğumuz muhteşem bir moda şov.